Gerçeklik ve aldatmaca arasında gelip-giden istatistikler buna ayak uyduran bir serbest ( başı boş) piyasa ve sonunda oluşan hepimizin her yöne çekip yorumlayabileceği onlarca ekonomik veri ( berbat- hayır mükemmel ) Piyasada aşırı serbestliğin vermiş olduğu ve beyana dayalı vergi sistemi içerisinde sürekli vergiden kaçınma, gerçeklikten uzak kazanç, düşük gösterilen veya hiç beyan edilmeyen gelirler, ödeyecekmiş gibi yapılıp sürekli beklenen yapılandırmalar... Ve bu kadar düzmeceye gözümüzü kapatarak vergiden ve zamlardan yakınıp devlet bizi aldatıyor diye yaygara koparan bizler. Görünmez el artık kendini temizlemiyor ve her geçen gün daha da kirletmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Artık iğneyi kendimize batırmanın vakti geldi. Artık organize usulsüzlüklerden vazgeçmenin vakti geldi. Artık ahlaklı ticaretin, ahlaklı muhasebenin vakti geldi. Asla şikayet kabul etmeyen asla doğru zemininden ayrılmayan ve geçmişimizin övünç kaynağı olan “ ticari ahlakı” tekrar kazanmanın vakti geldi.  Herhalde şu cümle hem enflasyona hem faize hem de maliyete ilaç olacak cinsten: “ ticari ahlakı yerleşmiş topluluklarda fiyatı maliyet belirlerken, ticari ahlakı zayıf olan topluluklarda fiyatı tale belirler” Siz buna helalinden kazanç da diyebilirsiniz. Bu şiara uyulmadıktan sonra hiçbir sistem hiçbir teşvik ve hiçbir yapılandırma bizi istediğimiz hedefe ulaştırmayacaktır. O yüzden her piyasa manipülasyonundan en fazla etkilenen kesim olarak artık piyasaya “ ticari ahlak istiyoruz” diye seslenmenin vakti geldi.