Sabah gözlerimi açtığımda, zihnimde bir liste beliriyor: yapılacaklar, yetişmesi gerekenler, eksik kalan sorumluluklar… Her gün, sanki bir maratonun içinde doğuyorum. Koşuyorum. Yetişmeye çalışıyorum. Ama günün sonunda hep bir şeyler eksik kalıyor.
Bedenim bana sessiz sinyaller veriyor: yoruldum. Dur. Yavaşla.
Ama içimdeki ses hep daha fazlasını yapmam gerektiğini fısıldıyor. Belki de biz kadınlara en başından beri öğretilen bu: sürekli üretmek, yetişmek, koşturmak.
Şimdi fark ediyorum ki benim asıl ihtiyacım yetişmek değil, iyileşmek. Durmayı öğrenmek. Yavaşlamanın, nefes almanın güzelliğini hatırlamak.
Çünkü ben koşturdukça hayat elimden kayıp gidiyor; ama yavaşladığımda, küçücük anların içindeki huzuru yakalayabiliyorum.
“Sıyır beni telaşımdan, bana durmanın güzelliğini hatırlat” diyorum kendime.
Ve biliyorum ki ben durmayı seçtiğimde, sadece kendim iyileşmiyorum; etrafımdaki dünya da biraz yavaşlıyor, biraz nefes alıyor, biraz daha huzurlu oluyor.
Belki de kadınların en büyük cesareti bu olmalı:
Her şeye rağmen durabilmek, yetişmeye değil, yaşamaya inanmak.

Galatasaray
Fenarbahçe
Samsunspor
Beşiktaş
Başakşehir
Eyüpspor
Göztepe
Trabzonspor
Kasımpaşa
Konyaspor
Antalyaspor
Gaziantep FK
Kayserispor
Rizespor
Alanyaspor
Sivasspor
Bodrum FK
Hatayspor
Adana Demir
Kocaelispor
Gençlerbirliği
F. Karagümrük
İstanbulspor
Erzurumspor FK
Bandırmaspor
Iğdır F.K
Boluspor
Amed Sportif F.
Çorum Fk
Ümraniyespor
Erokspor
A. Keçiörengücü
Pendikspor
Sakaryaspor
Ankaragücü
Manisa FK
Şanlıurfaspor
Bir Yorum Bırakın