SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, sağlık eğitiminin önemini son bir yılda tüm dünyanın öğrendiğini söyledi.

TV100’de Bengü Kantekin’in sunduğu ‘Üniversite Yolunda’ programına konuk olan Rektör Prof. Dr. Dağlı, SANKO Üniversitesi’nin, insana hizmet anlayışıyla araştırmacı, üretken bireyler yetiştirmek için Sani Konukoğlu Vakfı tarafından sosyal sorumluluk projesi olarak kurulduğunu ve 2014- 2015 yılında eğitime başladığını kaydetti.

Prof. Dr. Dağlı, 1,295 öğrenci ile eğitim faaliyetlerine devam ettiklerini belirterek “Konumu ve üniversitenin yetkinliği itibariyle en çok tercih edilen üniversiteler arasında yer alıyoruz. Geçen yıl Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonrası ilk tercihlerde tüm programlarımızın doluluk oranı yüzde 100 oldu” dedi.

Üniversite bünyesinde, ön lisans, lisans, lisansüstü ve doktora düzeylerinde eğitim verildiğini ifade eden Prof. Dr. Dağlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Geçen yıl açılan ön lisans düzeyindeki Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuzda, Ameliyathane Hizmetleri, İlk ve Acil Yardım, Anestezi ve Tıbbi Görüntüleme Teknikleri, lisans düzeyinde ise Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültelerimiz bulunuyor. Sağlık Bilimleri Fakültemize bağlı Beslenme ve Diyetetik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Hemşirelik Bölümleri yer almaktadır.

Lisansüstü Eğitim Enstitümüzde; 2015 yılından bu yana eğitim verilmekte olup, sağlık alanında yüksek lisans düzeyinde; Hemşirelik Tezli Yüksek Lisans, multidisipliner bir program olan Moleküler Tıp Tezli Yüksek Lisans, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Tezli Yüksek Lisans, Tıbbi Mikrobiyoloji Tezli Yüksek Lisans programı, fen bilimleri alanında ise Türkiye’de bir ilk olarak disiplinerarası nitelikte Biyolojik ve Biyomedikal Bilimler Tezli Yüksek Lisans Programımız var.

Doktora düzeyinde; Türkiye’deki Vakıf Üniversitelerinde ilk olan Biyoistatistik Doktora programı bulunmaktadır. Ayrıca Anatomi Anabilim Dalında da doktora programının açılması için YÖK’e başvurduk. Bölümlerimizden de anlaşılacağı gibi sağlık alanında ihtisaslaşmış tematik üniversiteyiz. Tüm gücümüzü ve akademik birikimimizi bu alanda yoğunlaştırarak ülkemizin sağlık profesyonellerine duyulan ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlıyoruz.” 

 “Sağlık eğitiminin önemini son bir yılda tüm dünya öğrendi” diyen Prof. Dr. Dağlı, şu değerlendirmeyi yaptı:

 “Son bir yılda çok büyük sıkıntılar çektik. Pandemi öncesi yuvarlak masa toplantısı ile yapay zekayı ya da hastane hizmetlerinde bazı alanlarda robotları nasıl kullanabiliriz konularını tartışmak istiyorduk. Fakat pandemi sürecini yaşadıktan sonra maskeler hakkında bile yeteri kadar bilgi sahibi olunmadığını fark ettik. Sağlık hepimizi çok yakından ilgilendiriyor ve çok dikkat etmemiz gereken bir konu.

Ülkemizde ve tüm dünyada son bir yılda her kademede yetişmiş sağlık profesyoneline ne kadar ihtiyacımız olduğunu yaşayarak öğrendik. 2020 yılında başlayıp tüm dünyayı sağlık alanında olumsuz etkileyen Covid-19 pandemisi, insan sağlığının önemini ve doktorundan hemşiresine, teknisyeninden fizyoterapistine tüm sağlıkçıların değerini bir kez daha gözler önüne serdi.”

Pandemi sürecinin kendileri için iki açıdan zor bir dönem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dağlı, şöyle devam etti:

 “Sağlık üniversitelerinde ya da sağlık temalı üniversitelerde eğitimin büyük bölümü uygulamalı eğitime dayalıdır. Çevrimiçi eğitim bizi biraz zorlamıştı. Öğrencilerimiz de buna alışkın değildi. İkinci olarak da 60 bin metrekarelik alana sahip hastanemiz var ve burada halkımıza hizmet etmemiz gerekiyordu.

Covid-19 sonrası bazı düzenlemeler yaptık. Hastanemizin iki ayrı binadan oluşması şansımızdı. Bir binayı yoğun bakımıyla tamamen Covid-19 hastanesine çevirdik. Covid hastalarının doğum veya farklı ameliyat olasılıklarını da dikkate alarak geçici bir ameliyathane de oluşturduk. Diğer binamızda normal faaliyetlerimizi sürdürdük.”

Konuşmasının son bölümünde bu yıl üniversite sınavına girecek öğrencilere seslenen Prof. Dağlı, şu önerilerde bulundu:

 “Pandemi nedeniyle bir yıldan beri yüz yüze eğitim alamamanın olumsuzluğunun yanı sıra gerek kendiniz gerekse ailenizin sağlığı ile ilgili birtakım endişeler yaşadığınızı biliyoruz. Unutmayın ki bu olumsuzluklar sadece sizler için değil, üniversite sınavına girecek tüm öğrenciler için de geçerli.

Ancak unutmayınız ki sadece sizin okulunuz ya da şehrinizde değil, ülkemizde ve dünyada her genç aynı süreci yaşadı. Yani sınava girecek diğer öğrencilerden daha olumsuz şartlara sahip değilsiniz.

Sadece gireceğiniz sınava ve yapmak istediğiniz mesleğe odaklanın. İnşallah sınavdan sizi mutlu edecek ve ailelerinizi gururlandıracak sonuç alırsınız. Hepinizi kucaklıyor ve başarılar diliyorum.”